Ana Sayfa Forum Anketler Rock Kulübü Multimedya Siteni Paylaş Chat-Hane İletişim

   
  AnI YaSa
  Ş-E-B-O
 



Biyografi

    12 Nisan 1972'de dogdu.
Koç burcu
Sebnem Ferah ilkokulu Yalovada okuduktan sonra Bursa Kolejinde 7 sene yatili ve Orta Dogu Teknik Üniversitesinde 2 sene ekonomi ögrenimi gördü.
1996 yilinda ilk albümü Kadin'i çikaran sanatçi 1999 yilinin yazinda ikinci albümü olan Artik Kisa Cümleler Kuruyorum'u çikartti.
Aradaki üç sene içersinde aralarinda Müzeyyen Senar, Sezen Aksu ve Haluk Levent gibi büyük sanatçilarin albümlerine vokalleriyle katkida bulundu.
Dinleyici kitlesini Lise ve Üniversite gençligi olusturmaktadir.
En sevdigi yemekler : Yaprak dolmasi,spagetti
Favori içecegi : Kola ve su
Favori restorani : Iskele balik restorani
Favori tatil yeri : Bodrum

KIRMIZI RUGAN AYAKKABILAR
'Kirmizi rugan ayakkabili kiz', bir tatil kasabasinda dogmustu.
Ailesi Yalova'ya Üsküp'ten gelmisti. Tam bir sokak çocuguydu, 'deli kiz'… Dersleri de iyiydi ama, okul dönüsü önlügü atip top pesine kosanlardandi. Ögretmen olan babasi baglama, mandolin, piyano çalar, arada annesiyle düet yapip Rumeli türküleri söylerlerdi.
Küçük Sebnem'i müzisyenlige sevk eden, biraz da ailedeki müzik sevgisi oldu.
Ilkokulu bitirince Bursa kolejine yatili kaydoldu. 13 kizla bir arada kaldigi yatakhanesinde tek mutlulugu müzik dinlemekti. Ablasi evde Abba dinlerdi. Okulda volkmeninin kulakliginda ise Bon Jovi gibi popüler rockçilar vardi. Artik kararini vermisti:

SARKI SÖYLEMEK ISTIYORDU
Lise 1'de Yalova'daki bir akrabasina bisikletini verdi, gitarini aldi. Simdi deli gibi gitar çaliyor ve Ingilizce sarki sözleri yaziyordu.
Yatili okuldan izinli oldugu Çarsambalari akustik gitar dersleri aliyor ve hafta sonlari Yalova'daki odasinda klasik gitari ve küçük keyboard'uyla Scorpions'un Still Loving You'su gibi balatlari çalmaya çalisiyordu. O yillarda bir Londra gezisinde Soho'da bir müzik magazasindan Seth Riggs'in CD ve kitaplarini aldi. Riggs, Madonna'dan, Pavarotti'ye kadar pek çok müzisyen yetistirmisti. Onun CD'lerinden girtlagini nasil kullanmasi gerektigini ögrendi. Hâlâ her konser öncesi Seth Riggs'in CD'leri ile etüd yapmadan sahneye çikmiyor.

VOLVOX DÖNEMI
Lise 2'de Bursa'daki bir stüdyoda kiralik enstrümanlarla ilk grubunu kurdu:
Pegasus.
1987'de Bursa'da düzenlenen bir rock festivalinde ilk kez sahneye çikip sarki söyledi. "Mükemmel bir histi."
Henüz 15 yasindaydi.
Bir süre sonra Pegasus dagildi. Sebnem, birlikte müzik yapacagi grupla arkadas olmanin önemini kesfetmisti. O yüzden yeni grup için en yakinlarini topladi. Gitarci Duygu, davulcu Gül, basçi Ebru bir de keyboard'cu bulup birlestiler. Bu, Türkiye'nin kadinlardan kurulu ilk rock grubuydu.
Aradiklari ismi biyoloji dersinde buldular:
Volvox (Latince 'ütün Sesler')

MUTSUZ SÖZLER
"Hafta sonlari eve gittigimde odama kapaniyor, yemek bile yemeden çalisiyordum. Kafamda bir seyler çaliyor, içimden sesler geliyordu. Onlari mirildanarak teybe kaydediyordum. Notist degildim henüz, teyptekileri arkadaslarimin anlayabilecegi sifrelere döküyordum. Sonra gitarimla çalip, üzerine Ingilizce söz yaziyordum. Karanlik, mutsuz sözlerdi çogu… Ya içimden öyle geliyordu, ya da dinledigim yabanci parçalardan kulagima yapismis kliselerdi. Rock raconu öyleydi yani…"
"Yarinlar kadar yakin içimde firtina
Bu dalgasiz deniz durgun aldatir inanma
Yaslanip gururumun kambur sirtina
Kendime ragmen durmam basar giderim"

ODTÜ ÖGRENCISI
80'lerin sonunda ODTÜ Ekonomi'yi kazanip ablasiyla birlikte "Çok mutlu zamanlarim geçti" dedigi Ankara'ya yerlesti.
Artik yatili okulun ancak volkmenle müzik dinleyebildigi kisitli ortamindan kurtulmus, teybinin sesini diledigi kadar açip, gönlünce gitar çalabilecegi bir mekâna ve sosyal faaliyeti yüksek bir okula kavusmustu.
Bu arada amatör gruplarda sarkicilik yapan konservatuarli Özlem Tekin'le tanismis, onu da Volvox'a katmisti.
Ama grubun diger üyeleri Istanbul'daki üniversitelere gitmisti. Volvox 1,5 yil hiçbir yerde çalamamis, dagilmaya yüz tutmustu. Sebnem için karar vakti gelmisti:
Ekonomist olmak istemiyordu, oysa 'sarkicilikta yol katetmeye müsait oldugunun farkinda'ydi.
"Hayir, sen hiç korkma/yarin senin yaninda/yeniden kos yollarda/durma, durma!"
Kararini verdi. Ikinci sinifin sonunda ODTÜ'yü birakip, Ankara'ya 'emekliliginde dönmek üzere' veda etti ve Istanbul'a, müzigin kollarina kostu.

KEMANCI DÖNEMI
Istanbul barlarinda rock furyasi yeni baslamisti. 18 yaslarinda dört kiz, Siraselviler'de Kemanci'da, Ortaköy'de Sis Bar'da, arada Ankara'da simdiki Manhattan'da, A-Bar'da haftanin bes günü sabaha kadar çaliyorlardi. Yorgunluktan perisan, ama mutlulardi. Müzik yapip kiralarini ödeyebiliyorlar, bir yandan da sahne performansini, disiplinini, 'dinleyiciyi isitmayi' ögreniyorlardi.
Ancak, iki yil sonra bu tempodan yoruldular. Volvox, sekiz yasina gelmisti. Sahnede ayni (cover) sarkilari söylemekten ne kendilerini yenileyebiliyor ne beste yapip söz yazabiliyorlardi.
1994'te dagildilar. Özlem Tekin ayrilip bir albüm yapti. Sebnem de 'artik kendi sarkisini söylemek istiyor'du.

SEZEN DEVREDE
Beklenen firsat tam bu asamada kapiyi çaldi.
Hazirladiklari Ingilizce sözlü bir demo, TRT'de Kokteyl programinda yayinlandi. O klipte gitar çalip vokal yapan Sebnem, Sezen Aksu'nun dikkatini çekti. Sezen "Bulun bu kizi bana" dedi. Kiz bulundu. Sezen'in albümünde vokalistlik yapti. Lâkin o, rock yapmak istiyordu. Iyi de nasil?
Sebnem'in de okudugu 'Lanet' gibi fotokopiyle çogaltilan fanzinler araciligiyla yeraltinda üreyen bir rock kültürü varsa da, Türkçe rock bugünkü kadar popüler degildi.
O dönem iki gelisme rockçilarin önünü açti:
Biri Metallica'nin Istanbul'daki stadyum konserinde gördügü muhtesem ilgiydi. Metallica'yi bile sasirtan bu ilgi büyük bir potansiyelin isaretini verdi.
Ikinci gelisme ise Batili dev müzik firmalarinin Türkiye pazarina girmesiydi.
Sebnem, tam bu gelismelerin ortasinda, hem de donanimini tamamlamis, çevre edinmis olarak, çantasinda bestelerle hazirdi.

ILK ALBÜM
Raks'ta Sezen Aksu ve Onno Tunç'a Deli Kizim Uyan'i dinletti.
Bir gün odasina kapanip yatagina oturmus ve bu sarkiyi üç dakika içinde hem bestelemis hem de sözünü yazmisti. Gitarla en ilkel halinde çaldi:
"Deli kizim uyan/Söylenenler yalan/
Deli kizim uyan/bir tek sensin duyan."
Harikaydi. Sezen, Sebnem'i karsisina oturtup söz yazarken teknik anlamda nelere dikkat etmesi gerektigini anlatti, birkaç müdahale yapti; iste tamamdi. Hazir olan 4-5 sarkiya hiç dokunmadan albüme giristiler.
"Benim müzikal anlamda aldigim ilk kiymetli hediyedir. Buna prestij albümü olarak bakiyorlardi. Ben iyi sarki söyledigimi biliyordum.Yaptigim seye inaniyor, güveniyordum. Ama satilir mi satilmaz mi, belli olmazdi. Yoktu hiç örnegi. Benden biraz önce Özlem çikmisti ama benimki baska bir kulvardi. Hiç daha önce böyle bir sey yapilmamisti, dolayisiyla maddi bir risk aliyorlardi."
Bosuna yasanmamis
Çocukken harçliklarindan, sonralari konserden kalan zamanlarindan kisip çalistiklari stüdyo emirlerindeydi artik…
Iskender, Hakan, Demir, büyük bir sevk ve enerjiyle ise koyuldular. Bes ay gece gündüz çalistilar. "Teknik anlamda da çok basarili bir albüm oldu. Ilk kez davul ve bas sesi duydu Türkiye…"
Sonuç, inanilmazdi:
Kadin, 400 bin satti.
24 yasinda, hem de taviz vermeden hedefine ulasmisti Sebnem... Artik yolu açikti. Alti yil sonra dördüncü albümüne Deli Kizim Uyan'in ikinci bölümünü su sözlerle yazacakti:
"Çok parçalandim/ parçalandikça çogaldim diye inanmazsam/
Nasil yasarim, nasil yasarim?
Hiçbir sey bosuna yasanmamistir diye inanmazsam/
Nasil yasarim, nasil yasarim?"


OLGUNLUGA DAIR
"Acilardan ögrendim müzige verdim"
Ablandan 11 ay sonra depremde babani kaybettin. Uzun bir aradan sonra döndügünde, sözlerin çok daha olgunlasmis bir kadinin sözleriydi.
Deprem sonrasi bombos geldi her sey... Hiçbir sey yapmak gelmedi içimden… Babam, hayatimin çok önemli bir karakteriydi. Depremde onunla birlikte mahallem de gitti. 'Ben hangi sokakta top oynuyordum' diye gidip bakmak istesem artik yok öyle bir sey. Böyle seyler yasadiginda tabii müzigine de yansiyor bu... Bir süre sessiz durdum. 'Ne oluyor' diye anlamaya çalistim. Ama müzik bunu atlatmama yardimci oldu. Sonra onu bir sekilde üretime çevirebildim. Hatta, garip bir denge ama, müzigime, insanligima çok sey kattigini düsünüyorum. Aci, insana kisa zamanda çok sey ögretiyor.
"Sevgilim ve dostum; babam, oglum…/ arkadasim, askim; her seyimdin sen" diyen sözlerle döndün. O deli kiz, hizla büyümüstü sanki…
Çok hizli olgunlasiyor insan… Ve yalinlasiyor. Ablamin hastaligi çok uzun sürdü. Evde kahkaha attigim zaman kendimi kötü hissederdim. Böyle bir gençlik dönemi yasadigin zaman sorumluluk duygun o kadar agir basiyor ki, içinden deli doluluk gelse de yapamiyorsun; bir tarafin hep nahos bir sey düsünüyor. Ben yeni yeni 'Ya Sebocum gül biraz' diyorum kendi kendime. ..

Can DÜNDAR'ın röportajından yararlanılmıştır & seboist.net

TEŞEKKÜR EDERİZ










 

Iki satir alti kutu:

 





 
 

 

 
  Bugün 149785 ziyaretçi (458500 klik) kişi burdaydı!
https://img.webme.com/pic/s/success4you/red.gif
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol